gülümsemek hayata tutunmaktır...
  ismet şahin
 
Bana Gel Bu Akşam

Bana gel bu akşam; şarabım var
Sarhoşluğunu çocukluk kadar özledim
Kumru sesleri ve cıvıl cıvıl haylazlar
Benim olsa uykuyla bile değişmezdim
Sarhoşluğun ve baygınlaşan gözlerin
 
Sen gülmeyi bilirsin, ihtiyacım var
Gülerken yatağını aşan ırmak gibisin
Sel gibi coşkun, su kadar dürüst
Gülelim; ki erisin bu şaşaalı sefaletimiz
Bu sessiz depremler, süslü kimsesizliğimiz
 
Sen üzülmeyi bilirsin, ama ne gereği var
Şimdi Kasım gibi yüzünü dökmenin
Bir düşü bölüşelim keşmekeş kahkahalar
Seninle ağlayamam, ağlamak benim
Belki de bu yüzden için için yetimim
 
Sende bir çocuk var, benimle paylaş
Çocukluğumu büyümek hayaliyle yitirdim
Sen de yetimsin işte, yetimler böyle ağlar
İki kahkaha arası peçeli bir hıçkırık
Fonda bulut bulut kabaran sonbahar
 
Kasım 2007




Adem ve Havva
 
Sanki bir tarih sonra yine diz dizeyiz
Görüp geçirip hiç değişmemişiz
Muhabbet bizim ama başkalarının sesi
O hayalimi oynuyor ben onun hayalini
Oysa birbiri için yazılmış iki dizeyiz
Çürük yapraklarla gizliyoruz çıplaklığımızı
 
Bu dipdiri duvarlar Tanrıdan değil
Kendi kanunlarımızla köleyiz
Ateşe ilk dokunurken bunca tedirgin değil
Nerde çocukluk cesaretimiz
 
Oysa ölçüsüz sesleriyle ne de güzeller
O beyazlarca temiz, ben yalnız çamurla kirliyim
Gök bizimmiş gibi soluyoruz; ki bizim
Laf işitsek çiçek gibi soluyoruz; ki çiçeğiz
Ve mevsim dönüyor; onlar açma heyecanında hâlâ
Biz gitgide ölü soğukluğuna bürünüyoruz
 
 Aralık 2007



BİR KADINDIR YALNIZLIK
 
Geceyi vurmuşsa saat
Ve saati vurmuşsa gece,
Başını göğsüme koyup,
Ağlar durur öylece;
Kendi varlığından mahcup.
 
Bir kadındır yalnızlık,
Buğulu bir şarkı fısıldayan,
Hıçkırıklarla sekteli;
Sanki Meryem’in gözyaşlarına şayan
Sessiz bir ağıttan ilham bestesi.
 
Ve adındır yalnızlık,
Sancısını göğsüme döken gece!
Hangi sabahlara gebesin?
Ey sabrımdan ümitsiz, esmer ece,
Ölgün ayaklarla cennete
Yüzyıllarca yürümek gibisin!
 
Mecnun’un Leyla’sı sensin;
Çöllerin umudu sende,
Ağlayacak olsam annemsin;
Zamanla yaşıt, an kadar taze
Kevser dolu memelerini sunarken,
Ölümlü özlemler çeksem de ben,
Nikâh gibi taşırım sadakatimi!
 
Bir kadındır yalnızlık;
Yoksullaşır öptüğü
Cömert dudaklarıyla.
Sessizliği bir ıslık:
Davettir ilahi aşka!

11 Kasım 2006



Bir  Kadının Dudaklarına 

Tüm kırmızılar şarap kokuyor
Ve kırmızıyı koyultan keman sesi
Dört telde ahengiyle tüm zaman
Bir fırtına kadar kudretli
Bir gülen bebek nezaketi
 
Tüm kırmızılar beni çağırıyor
Dağ çiçeklerinin görkemi
Şafağın suskun derinliği
Ve kırmızıda deviniyor uzam
Ne başı var, ne sonu
Yaşamaksa, koyu koyu yaşamalı
 
Nerden bulur bu kırmızıyı
Dudaklarında bütün bir dünya
Ne sesi eksik, ne gösterişi
Lâf işte: Dudaklarına bakma!
Bir ayaklanma bu, bir yanardağ
Hâkimsin doğaya madem
Kabaran lâvları yatıştırsana
 
 Aralık 2008




Düello

Kılıç çekiyor iki şövalye şafak vakti,
Biri güneşi hiç göremeyecek…
Diş gıcırtıları susturuyor güvercinleri,
Yalnız kılıçlar işitilecek…
Topraklıyor avuçlarını şövalye,
Bastığı toprağa tükürüyor diğeri,
Toprak ve gök,
Bu kadim düellonun kadim şahitleri…
 
Biri bir körpenin nişanlısı,
Biri yumuşak sesli sevgili…
Pencerelere dökmüş kızlar gözlerini,
Duaları sıcak sıcak buğulanıyor…
Birinin dudakları akşam kızıllığıyla boyalı,
Birinin rüzgâra sunulmuş yaprak gibi titrek,
Biri bir daha hiç öpülmeyecek.
 
Semah dönerek bekliyor kargalar ganimeti,
Terzi kefen dikmekten mutlu,
Ağzında acı acı ceset kokusu…
Yine de inceden içerliyor kadere;
Düşeni toprak örtecek, ipekleri yerine.
 
Kılıç yalımları tutuşturuyor heyecanı,
Adımları kış gibi bıçkın,
Gözleri avcı, hesapta yok ölmek.
Biri onur için vuruşuyor,
Birinin öldürdükçe bileniyor kılıcı;
Şanı aldığı cana denk.
 
Ayinlerle zehir kaynatır gibi,
Kaç şeytan bir olup yarattı bu bitimsiz laneti?
Adem`in çocuklarıydık hepimiz,
Kim bozdu kardeşliği?
 
Kan döküldü toprağa, düştü Habil!
Kan döküldü dört kitaba, kırıldı kalem!
Kan döküldü Afrika`ya,
Beş kıta zengin salonlarda sefil.
Kan döktü şövalye, düştü toprağa,
Şan olsun! Onuruyla yaşasın katil!
 
 8 Ağustos




Hayal ve Gerçek

Biliyorum; her şeyi biliyorum
Yokluğa tapınan sersem yok burda!
Tehdit eder de açarım ellerimi
Hiçbir Put yücelmez dualarımla
Biliyorum; tutkulu sözlerle dirilmez
Çoktan çürümüş ölüler…
Ama susamam, susamam
Ağzımda safra gibi şiirler.
 
Bekliyorum bir hayali, çıplak da olsa
O gözlerimde iki dirhem bir çekirdek.
Biliyorum; Lavinia bir hayalden ibaret
Ve Pia, bu rıhtıma hiç gelmeyecek …
Ama hayalsiz yaşayamam,
Yaşayamam! Bu gerçek!
 
25 Eylül 



Meçhul  Bekleyiş

Yapraklar sarardı,
Döküldü takvimlerden,
Camlar buğulandı,
Sen kimsin?
Yarım bir şarkı geçti derinden,
Kendi şarkında eksiksin.
 
Nasıl bir ümittir başımdaki
Ayağına yol beklesin,
Manzaralar düşleyerek
Tabut gibi kafeste…
Sen güneş değil misin,
Bu sabahsızlık neden?
Muhtacım…
Bir kibrit çöpü aydınlık;
Güneş kadar elzem!
 
Yapraklar sarardı,
Döküldü takvimlerden,
Camlar buğulandı,
Nerdesin?
Bu yoksulluk alışılır gibi değil
Her nefeste sektesin.
 
30 Haziran 2006




Ütopya

Bir hayal ver, madem şairsin;
Dikeni olmasın güllerin…
 
Bozkırda büyüdük Attila gibi;
At kanı içerek susadığımızda,
Yeşil sür tuale, daha çok yeşil…
 
Bir eyvah paha biçilmiş hayatımıza;
İşçiysen forsa kadar değerin,
Esnafsan vergi…
Gözün yıldızlardaysa, rehbersiz
Dante`nin cehenneminde yürümektesin!
 
İyimser ol, kalemi zehirledin; ki bunlar
İnsanın insan yemesi kadar sıradan
 
Gökler kapalıysa kapalı,
Bir güvercin ekle örneğin…
Gülümsemek gibi çatlak dudaklarla…
Belki bir bebek kahkahası,
Masal gibi açılan sayfa sayfa…
 
Durma şairim;
Şiir yazmaktan büyüktür işin!
Oya işler gibi rengârenk vursun ellerin.
 
Boynumuzda taşıdık yıllarca
Eski fotoğraflardaki ilmeği;
İçimizde zindan köhneliği…
Nefesin bahar olsun, bir sabah doğur,
Unuttur o siyah beyaz tehditleri!
 
Bir rüzgâr ver, yelkenleri şişirsin,
Geçilecek denizler var daha,
Vurulacak ruh tüccarı korsanlar…
Bir ses ver, sireneler işitilmesin,
O ütopyaya varmadan ölüm yok bana!
 
Bir hayal ver, yaşamaya sebep…
Yürek sayfan olsun, yürek tualin,
Kanın var kalem bittiğinde, devam et!
Ki ölünecek bir dünya çizmektesin!
 
                                   1 Ağustos
 
 
  Bugün 9 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!  
 
Diziizle
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol